İçeriğe git

DAÜ İletişim Fakültesi’nde Deneysel Sinema Atölyesi Gerçekleşti

Deneysel sinemanın Türkiye’deki önde gelen isimlerinden Nurşen Bakır,  Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İletişim Fakültesi’nde iki günlük bir atölye çalışması gerçekleştirdi. Radyo TV, Sinema ve Gazetecilik Bölümü tarafından düzenlenen Deneysel Sinema Atölyesi, Türkçe ve İngilizce olarak gerçekleştirildi.

Nurşen Bakır, DAÜ İletişim Fakültesi’nde geçen yıl Aralık ayında da deneysel belgesel temalı bir atölye çalışması gerçekleştirmişti. Bu yılki atölye çalışmasının geçen yıldan farklı olarak Türkçe ve İngilizce yapılmasının olumlu bir gelişme olduğunu söyleyen Bakır, “Herkesin kendisini rahat ettiği dilde ifade etmesi önemli bir şey. Dilin bir engel olmamasında fayda var” dedi. Hem geçen yılki atölyeden çıkan ürünler, hem de bu yılki atölyeye katılan öğrencilerin filmleri, DAÜ İletişim Fakültesi’nde 29-30 Mayıs tarihlerinde yapılacak olan 2.Uluslararası Fone Film Festivali’nde gösterilecek.

Bakır: “Sinemacı olmayı büyütmemek lazım”
Öğrencilere kendi seslerini ve kendilerini ifade edecekleri yöntemleri bulmalarını tavsiye eden Bakır, “Sinemacı olmayı büyütmemek lazım. İyi bir marangoz, iyi bir çiftçi olmak gibi düşünmek lazım. Siz kendinize ait yöntemleri bulabilmeye bakın. Bu yolda zaman zaman cesaretiniz kırılabilir. Bunlar geçici anlar” diye konuştu. Sinemanın kolektif bir iş olduğunu ifade eden Bakır, “Bu işler beraber yapılacak işler. Benim düşünmediğimi sen düşünebilirsin. Buna imkân tanımak lazım” dedi.

Kuzey Kıbrıs’taki sinema ortamını da değerlendiren Bakır, adada sinema açısından “talan edilmemiş bir atmosfer” olduğunu belirtti. Bakır konuyla ilgili şunları söyledi: “Ben burada müthiş hikâyeler olduğunu düşünüyorum. Onu doğrusal bir şekilde anlatmanız gerekmiyor. Şu andaki teknolojik imkânlar buna yeterli. Konunuzla daha doğrudan bir ilişki kurmaya özen göstermelisiniz. Konuları sömürmeden, meta haline getirmeden anlatmalısınız. Bir konuyu meta haline getirmek istiyorsanız, hangi konu para yapar diye düşünüyorsanız, o ihanet olur.”

Behçetoğulları: “Kurallar manzumesinin dışında da film yapılabilir”
Atölye çalışmasını değerlendiren DAÜ İletişim Fakültesi Radyo, TV, Sinema ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr.Pembe Behçetoğulları da, bu tür çalışmaların öğrenciler için yoğun bir interaktif öğrenme ortamı sağladığını, öğretici ve dönüştürücü olduğunu söyledi. 

Nurşen Bakır tarafından geçen yılın Aralık ayında yapılan ilk atölye çalışmasının başarısı üzerine Bakır’ı ikinci kez davet ettiklerini kaydeden Behçetoğulları, her iki atölyede yapılan filmlerden oluşan bir seçkinin 2.Uluslararası Fone Film Festivali’nde gösterileceğinin bilgisini verdi.

Behçetoğulları, deneysel sinemayla ilgili olarak şunları söyledi: “Nurşen Bakır’ın dediği gibi, film dediğimiz şey tek bir yöntem kullanılarak yapılmak zorunda değil. Kurallar manzumesinin dışında, ona benzemeyen türlerde de film yapılabilir ve hatta yapılmalıdır.”

Nurşen Bakır kimdir?
1962 yılında İznik’te doğdu. Deneysel ve belgesel filmler yapan Bakır, 1979-1981 yılları arasında devam ettiği Hacettepe Üniversitesi Felsefe bölümündeki eğitimini yarım bırakarak, sinema alanında öğrenim görmek için ABD'ye gitti. 1991'de City University of New York'ta lisans, 2002'de San Francisco State University'de yüksek lisans eğitimini tamamladı. Çok sayıda belgesel çekti. Amerikalı ve Hollandalı sinemacılarla çalıştı. Bilgi Üniversitesi Film ve Televizyon bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Halen, Sine-Yol bünyesinde belgesel filmler çekmektedir. Karık (2013), Bitmeyen Yolculuk (2011), Köyü Kaybettik (2011), Yola Düştük (2011), Tekel (2010) filmlerinden bazılarıdır.